13 Mayıs 2008 Salı

Kağıt Faresi

"Sonunda bir gevşeme, bir yorgunluktur çok kitaplı adamın üzerine çöktü. Kendisine kucak açan, içindeki yeni şeylerle, güçlü şeylerle kendine seslenen kitaplar geçmişe karışmıştı artık. Adam hastaydı, yaşlanmıştı, kendini aldatılmış hissediyordu. Bir düş gördü, düş ne durumda olduğunu gösterdi ona. Düşte salt kitaplardan yüksek bir duvar örmeye çalışıyordu. Duvar yükseldikçe yükseliyor, adamın gözü duvardan başka birşey görmüyor, dünyada ne kadar kitap varsa üst üste yığıp kocaman bir yapı oluşturmayı kendisine görev biliyordu.""Derken binanın bir bölümü sallandı ansızın, kitaplar kayıp düştü, dipsiz bir kuyudan içeri patır patır yuvarlandı, duvardaki aralıklardan acayip bir ışık sızıp geldi ve adam kitaplardan örülmüş duvarın arkasında korkunç birşey gördü, ışık ve sis içinde devcileyin bir karmaşa algıladı, kişi ve oluşumlardan, insanlar ve topraklardan, can çekişenlerden ve doğum yapanlardan, çocuklardan ve hayvanlardan, yılanlardan ve askerlerden, yanan kentlerden ve batan gemilerden, çığlıklardan ve vahşi sevinç haykırılarından bir yumak kopup geliyordu duvarın arkasından; kan fışkırıyor, şarap akıyor, meşaleler göz kamaştırıcı ve arsız bir parıltıyla yanıyordu. Birden uyanan adam fırlayıp kalktı ayağa, kalbinin üzerinde ağır bir basınçla kahrolarak ay ışığında sessiz odada şaşkın şaşkın dikildi; pencerenin arkasındaki ağaçları ve komodinin üzerindeki kitabı görünce birden anladı herşeyi..."

"...ve sessizlik"

"Aldatılmıştı, aldatılmış, nesi varsa alınmıştı elinden! Kitaplar okumuş, sayfalar çevirmiş, kağıt koklamıştı, ah, oysa arkada, o kitaplardan rezil duvarın arkasında yaşam sürüp gitmiş, yürekler yanıp tutuşmuş, tutkular ortalığı kasıp kavurmuş, kan ve şarap akmış, sevgiler filizlenmiş ve cinayetler işlenmişti. Ve bütün bunlardan hiçbirine sahip olamamıştı kendisi; hiçbiri kendisinin olmamış, kitaplardaki incecik, gölgelerden ve kağıttan başka hiçbir şeyi elinde tutamamıştı."

"...hışırtısı; dalların ve sayfanın..."

Herman Hesse